Birçok eski kültürde, insanların “yaratıcılarının” yaşadığı başka dünyalara veya başka evrenlere açılan portallar hakkında efsaneler vardır. Dünyamızda genellikle bu “yıldız kapılarının” sadece mit ve efsane olduğu kabul edilir, ancak önemli miktarda gerçek içerebilirler. Ağustos 1971’de, görünüşe göre yıldız geçidini “etkinleştirmeye” çalışırken, bütün bir hippi grubu stonhege ortadan kayboldu.Birçok eski Kızılderili efsanesinde, yıldız geçitleri dönen daireler olarak tanımlandı.Araştırmacılar, Sümer tanrılarının yıldız kapılarının günümüz Irak’ında Fırat Nehri üzerinde durduğuna ve çağımızdan önce yıkılan Mezopotamya şehri Eridu’nun kalıntılarının altında bulunduğuna inanıyor.
Yıldız Geçidi – diğer evrenlere ve galaksilere geçebileceğiniz bir yapı. İsim, aynı adlı bilim kurgu filminin yayınlanmasından sonra popülerlik kazanmıştır. Bu portallardan en ünlüsü Perudaki Tanrıların Kapısı olarak bilinen Puerta de Hayu Marca. Diğer bilinen adıyla Amaru Maru. Aramu Muru/Amaru Maru, Peru’da , Titicaca Gölü yakınında , “Tanrıların Kapısı” olarak bilinen terk edilmiş bir taş oymacılığıdır
Perudaki”Tanrıların Kapısı” 1996 yılında Peru’da Puerto de Jau Marca bölgesinde José Luis Delgado Mamani adlı bir rehber tarafından keşfedildi. Yerlilerin söylediğine göre bu kapı tanrıların topraklarına geçişi sağlıyordu.
Kapıda iki açıklık vardır – biri yediye yedi metre kare şeklinde, ikincisi ise iki metre yüksekliğindedir. Efsaneler, büyük açıklığın tanrılar için, daha küçük olanın ise sıradan ölümlüler için olduğunu söyler. Tanrıların Kapısı’ndan geçmeye cesaret eden ölümsüzlük kazanır ve tanrıların arasında yaşamaya başlar.
Efsanelerden biri, İspanyol fatihler 16. yüzyılda Peru’ya gelip İnkaların servetini yağmalamaya başladıklarında, Amaru Maru adlı rahiplerden birinin değerli bir altın diskle – “Yedi Işın Tanrılarının Anahtarı” ile tapınaktan kaçtığını söyler
Birçok eski kültürün, insanların “yaratıcılarının” yaşadığı diğer dünyalara veya diğer evrenlere açılan portallar hakkında efsaneleri vardır. Dünyamızda, bu “yıldız geçitlerinin” sadece efsaneler olduğu genel olarak kabul edilir, ancak önemli miktarda gerçek içerebilirler.
Ebu Gorab
Memphis’teki Abu Gorab tapınağı MÖ III. binyılda inşa edilmiştir. “Dünya ile uyum içinde titreşebileceği” iddia edilen, kaymaktaşından yapılmış eski bir platform var. Onu kullanabilen kişiye açılarak iletişim kurabiliyor, “tanrılarla – Evrenin yüksek enerjileri” ile bütünleşebiliyor ve gökyüzüne çıkabiliyor. İlginç bir şekilde, dünyalar arasındaki bağlantı hakkındaki bu efsaneler, Cherokee Kızılderililerinin mitlerine benziyor. İkincisi, bazı biçimsiz düşünen varlıkların Ülker sisteminden Dünya’ya “ses dalgası” boyunca seyahat edebildiğinden bahsediyor.
Michigan Gölü’ndeki İnşaat
2007 yılında bilim adamları batık gemilerin kalıntılarını ararken Michigan Gölü’nde 12 metre derinlikte bir taş yapı keşfettiler. Keşif, Michigan Eyalet Üniversitesi sualtı arkeolojisi profesörü Mark Holley ve meslektaşı Brian Abbott tarafından yapıldı. Stonehenge benzeri yapının yaklaşık 9.000 yaşında olduğuna inanıyorlar. Bununla birlikte, taşlardan birinin üzerinde, 10.000 yıldan daha uzun bir süre önce ölen mastodon şeklinde bir oyma vardır. Bazı araştırmacılar bu yapının bir yıldız geçidinin kalıntıları olduğuna inanıyor.
Taş Daire
Dünyadaki en ünlü arkeolojik alanlardan biri Wiltshire’daki Stonehenge’dir. Çoğu tarihçi, Stonehenge’den 386 kilometre uzakta bulunan bir madenden alınan taşlardan yaklaşık 5.000 yıl önce yaratıldığına inanıyor.
Stonehenge, dünyadaki geçmiş uygarlıkların en sıra dışı izlerini birbirine bağlayan birkaç hayali çizginin kesiştiği noktada bulunur : piramitler, tapınaklar vb. Stonehenge’in amacına ilişkin teorilerden biri, onun bir yıldız kapısı olmasıdır. Ve bu yerlerde meydana gelen garip bir olay bu teoriyi doğrulayabilir. Ağustos 1971’de, görünüşe göre yıldız geçidini “etkinleştirmeye” çalışırken, bütün bir hippi grubu burada ortadan kayboldu.
“Uçurumun Kuyusu”
Bir yıldız kapısından çıkan tanrı Ninurta’yı betimleyen ünlü bir Sümer mührü vardır. Yanlarında görünür ışıklı sütunlar var.
Bir tanrıyı betimleyen diğer eserler de yıldız kapılarının varlığının kanıtı olabilir. Ninurta koluna modern saate benzer bir şey takıyor ve hava kilidinin düğmelerine benzeyen bir şeye basıyor.
Araştırmacılar, Sümer tanrılarının yıldız kapılarının günümüz Irak’ında Fırat Nehri üzerinde durduğuna ve çağımızdan önce yıkılan Mezopotamya şehri Eridu’nun kalıntılarının altında bulunduğuna inanıyor.
Tiwanaku’da Ağ Geçidi
Birçok araştırmacıya göre, Tiahuanaco’daki (Bolivya) Güneş Kapısı, tanrılar diyarına açılan bir kapıdır. Yaklaşık 4000 yaşında olduklarına inanılıyor. Yerel efsaneler, güneş tanrısı Viracocha’nın insan ırkını yaratmak için burayı seçtiğini söylüyor.
Kapılar tek bir taş bloktan oyulmuş ve “dikdörtgen miğferler” içindeki insan figürleriyle süslenmiştir. Kemerin üst tonozu güneş tanrısının tasviri ile taçlandırılmıştır Kapı şu anda dik konumda olsa da 1800’lerin ortalarında Avrupalı kaşifler tarafından keşfedildiğinde yerde yatıyordu.
Ramansu Uyana Parkı’ndaki (Sri Lanka) kayalar ve mağaralar arasında büyük bir taş parçasına oyulmuş yıldızlı gökyüzünün bir haritası vardır. Karşısında taş koltuklar var.
Yıldız kapısı fikrine inanlarının dediği gibi, taşa oyulmuş semboller, yıldız kapısını açan ve bu dünyadan evrendeki diğer yerlere seyahat etmenizi sağlayan bir koddur.
Abydos Uçak ve Helikopter
Birçok eski Kızılderili efsanesinde, yıldız geçitleri dönen daireler olarak tanımlandı. Mısır’ın antik kenti Abydos, Egyptology’nin belki de en ilginç yerlerinden biridir. Özellikle Seti Tapınağı I, modern uçak resimlerinin yanı sıra uçan daireye çok benzeyen bir şeye sahip olmasıyla bilinir.
Dorothy’nin eski Mısır metinlerini kolayca okuyabildiği ve arkeologlara güzel bahçelerin ve gizli odaların kalıntılarını bulmak için nereyi kazacaklarını gösterdiği iddia ediliyor. Dorothy, sanki gizli bir kapıyı açmak istiyormuş gibi sık sık duvarlardaki bazı taşlara bastırıyordu.
İlginç bir şekilde 2003 yılında askeri mühendis Michael Schratt, Abydos’ta bir yıldız geçidi olduğunu, ABD hükümetinin bunu bildiğini ve hatta geçidin amacına uygun kullanıldığını iddia etti.
Göbekli Tepe
Göbekli Tepe’deki (Türkiye) tapınak 12.000 yaşında. Her biri aslan veya koyun gibi hayvan oymalarına sahip “T” şeklindeki taş sütunlarıyla ünlüdür.
Sütunlardan bazıları kapı gibi bir şey oluşturur. Bunların, eski insanların “göksel dünyaya” açılan bir kapı olarak kullandıkları bir yıldız kapısının kalıntıları olduğuna inanılıyor.
Sütunlar, Peru’daki Tanrıların Kapısı’na çok benziyor. İlginç bir şekilde İnkalar, yine bir T şekline sahip olan Ülker yıldız kümesinden insanlarla bir bağlantıdan söz ettiler.
