MÜLTECİ ANNESİ: “ARTIK SINIRLARIN OLMAMASINI DİLİYORUM”

Salı gecesi Tunus kıyılarında üç göçmenin cesetleri bulundu. Aynı gün, on yıl önce Akdeniz’i geçmeye çalışırken kaybolan gençlerin anneleri aradan geçen on yıla rağmen haber alamadıkları çocukları için cevap istemek üzere bir araya geldi. Devlet yetkilerinin kendilerine tatmin edici bir açıklama yapmak yerine evlatlarının kaybolduğunu söyleyen Annelerden Fatma Kasrui “Yorulduk, yaşlandık. Artık sınırların olmamasını ve daha iyi bir yaşam bulmak için harragalarımızın (evlatlar) artık denize açılmak zorunda kalmamasını diliyoruz” diyerek düzensiz göçmen diye sınıflandırılan şiddet ve yoksulluk mağdurlarının duygularını dile getirdi.

Mülteci mezarlığına dönen Akdeniz can almaya devam ediyor. En son Tunusta üç mültecinin cesedlerinin karaya vurmasından sonra Tunus üç gencin karaya vuran cesetleri ile ilgili cevap vermeyi reddediyor ve annelere çocuklarının kaybolduğunu söylüyor. Ancak on yıllardır çocuklarından haber bekleyen anneler bu açıklamayı tatmin edici bulmadıklarından yetkilileri protesto ederek evlatlarımızın kaybolduğunu bize nasıl söyleyebilirler diyerek bu açıklamaya itiraz ediyorlar.

Mülteciler ile ilgili haber sitesi infomigrants Bu yılın başından bu yana, Orta Akdeniz’dne Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken 1000’den fazla insanın öldüğünü veya kaybolduğunu yazıyor . Kayıp göçmenlerin anneleri yıllardır, kimileri ise on yıldır kayıp olan oğulları hakkındaki gerçeği talep etmek için toplandığını belirtiyor. Sitede bu toplantı ile ilgili şunlar yer alıyor:

Bazılarının tişörtlerine oğullarının yüzleri basılmış onlarca kadın, kayıp sevdiklerinin resimlerini salladı. Kalabalığın arasında ‘Göçmenlere yönelik şiddeti durdurun’ yazılı pankartlar ve ‘Frontex değil Feribot’ sloganını taşıyan pankartlar ve tişörtler de vardı.

Oğullarımız Hakkında Gerçeği Öğrenmek İçin Savaşıyoruz

Arama ve kurtarma yetkililerini denizde tehlikede olan göçmenlere karşı uyaran bir grup olan Alarm Phone’a  konuşan ve 2011’den beri oğlundan haber alamayan yaslı Tunuslu anne Fatma Kasroui, “Oğullarımız hakkındaki gerçeği öğrenmek için savaşıyoruz. İçişleri bakanlığının ve dışişleri bakanlığının kapılarını çaldık. Oturma eylemleri düzenledik. Ama sonuç alamadık. Tunuslu yetkililer bize oğullarımızın ortadan kaybolduğunu nasıl söyleyebilir?” dedi

Annelerin protestosu, Sfax’tan 130 göçmenle İtalya’ya doğru yola çıkan bir teknenin enkazından 10 yıl  geçmesinden sonra gerçekleşti. Yolculuktan sadece 56 kişi kurtuldu. On yıl sonra, kaybolanların sayısıyla ilgili birçok soru kaldı.

Evladını Denizde Yitiren Anne Fatma Kasrui, “Keşke Evlatlarımız Daha İyi Yaşam İçin Denizde Boğulmasa” Diyerek Özlemini Dile Getiriyor./Fotoğraf:İnfomigrants

‘Keşke Bizim Harragalarımız Denize Gitmek Zorunda Olmasaydı’

AB, borçla boğuşan Tunus’a ekonomik yardım yapıyor . Buna karşılık, kuzey Afrika ülkesi göçmenlerin kıyılarından çıkışını durdurmayı ve böylece Avrupa’ya gelmelerini önlemeyi amaçlıyor.

Buna rağmen, Tunus’tan geçmeye çalışan göçmenlerin ve kaybolmaların sayısı artmaya devam ediyor. Bir dizi sivil toplum kuruluşu ve Alarm Phone tarafından hazırlanan bir rapor, bu trajedilerde “doğal veya kaçınılmaz hiçbir şey” olmadığını vurguluyor. “Son yıllarda AB tarafından oluşturulan vize ve sınır politikalarının sonucu oluşuyor” diyor.

Bu umutsuz girişimlerin yol açtığı felaketlerin sayısı o kadar fazla ki Tunus bu mültecilerin cesetlerini zar zor gömebiliyor . Ülkedeki belediyelerin çoğu, organların sorumluluğunu almayı reddediyor ve görev Zarzis’e bırakılıyor. Kasabada iki göçmen mezarlığı var – orada yaklaşık 1000 ceset gömülü ve artık dolma sınırına ulaşıyorlar.

Fatma Kasroui, “Yorulduk, yaşlandık. Artık sınırların olmamasını ve daha iyi bir yaşam bulmak için harragalarımızın (evlatlar) artık denize açılmak zorunda kalmamasını diliyoruz” diye devam ediyor.

‘Denizde her şeyi görüyoruz, iğrenç şeyler, tarif edilemez şeyler’

Salı günkü gösteriye katılan Zarzisli balıkçı Mejid, “Bu kadınların çocuklarının akıbetini öğrenmelerini gerçekten isterdim” dedi. Uzun yıllar boyunca sık sık denizde kurtarıcı olarak durmak zorunda kaldı.

Alarm Phone’a konuşan balıkçılar ise üzüntülü “Biz balıkçılar insanları kurtaralı 20 yıl oldu” dedi. “Bu insanların kim olduğu umurumuzda değil, pasaportlarını istemiyoruz, onları koruyoruz. Denizde her şeyi görüyoruz, iğrenç şeyler, tarif edilemez şeyler.” Diye konuşuyorlar

Konuşan balıkçılardan Mecid bıkkınlıkla Tunuslu yetkililerin hareketsizliğine dikkat çekiyor. “Bizim, yaptığımız kurtarmalarda kimse bizi desteklemiyor. Ancak Tunuslu yetkililer göçmen sorununu ve özellikle denizdeki insanların durumunu yönetmek için Avrupa’dan gelen parayı cebe indiriyor.”

Tunuslu balıkçılar, göçmenlerin küçük teknelerini durdurmak için sularına girmek için Tunus tarafından yetkilendirilen Libya sahil güvenlik görevlileriyle düzenli olarak çatışıyor. AB ile 2016 yılında imzalanan bir anlaşmadan bu yana Trablus, kıyılarına yakın arama ve kurtarma bölgesinin bir kısmından sorumlu. Mecid, bu durumun denizde işleri daha karmaşık hale getirdiğini söylüyor ve durumu “Gerçek bir kabus.” Diye özetliyor.

AB’nin sınır örgütü Frontex, 2021’in ilk yedi ayına göre yüzde 44 artışla 42.500’den fazla göçmenin Ocak ve Temmuz arasında Orta Akdeniz rotasını kullandığını söylüyor Frontex aynı zamanda göçmenler ile ilgili insan hakları ihlallerinden sorumlu bir kuruluş mülteci botlarını batırmak, sınjrdaki mültecileri vurmak, işkence uygulamak dahil bir çok olaydan sabıkası olan bir kurum.

Zeen is a next generation WordPress theme. It’s powerful, beautifully designed and comes with everything you need to engage your visitors and increase conversions.

Foto Galeri

Daha Fazla İçerik
AKDENİZ DÜNYANIN EN TUZLU VE SICAK DENİZ OLMAYA BAŞLADI
%d blogcu bunu beğendi: