ESKİ İNSANLAR GÖKYÜZÜNDE NE GÖRDÜLER

Eski Mısır’da Görülen Tanımlanamayan Uçan Cisimler ,1950’lerin “uçan daire” raporlarından çok daha eski tarihlere kadar uzanıyor. Aslında, tanımlanamayan bir uçan cismin kaydedilen en eski gözlemi MÖ 1440’ta gerçekleşti. Olay, Mısırlı bir Firavun’un kraliyet katibi tarafından belgelendi. Modern çağdan önce, UFO’lar eski Yunanlılar, Romalılar, Hintliler, Çinliler, Japonlar, Meksikalılar ve daha fazlası tarafından da kaydedildi. Bu manzaralar, uçaklar veya havai fişekler kadar kolay açıklanamaz.

Çeviri: Gökçen Kaptan

Pentagon tarafından açıklanan ama bir bilgi kırıntısı olduğu artık daha iyi anlaşılan net bulgularda adı geçen “Tanımlanamayan Hava Olayları”(UAP) denilen ama uzaylı avcılarınca UFO olarak kodlanan ve artık insan yapımı olmadığı konusunda giderek daha fazla kanaat oluşan bu gizemli uzay araçları çok uzak geçmişte de gözlemlendi mi? Bu sorular hala cevap bekliyor ve bilimsel arkeoloji üç maymun olma tavrını sürdürüyor hatta kimileri dahada ileri gidip eski astronot hipotezlerini ırkçı olmakla suçluyor.

Pushpaka vimāna gökyüzünde uçar. Bir vimāna, Hindu metinlerinde ve Sanskrit destanlarında anlatılan mitolojik bir uçan saray veya savaş arabasıdır.

Açık fikirli bir çok araştırmacı ana akım arkeologların iddia ettiği gibi eski uygarlıkların hatta taş devrindeki atarımız tarafından da resmedilen buluntulardaki çizimlerin mitolojik tanrı figürleri olmadığı, hatta fazlasıyla gelişmiş ve gerçeklikten bütünü ile kopmuş hayal gücü ürünü olmadığı görüşündeler. Çünkü bugünün teknolojik gelişmeleri ile çok benzeyen bu çizimler hâlâ izah bekliyor. Arkeoloji ve tarihi dergisi Ancient Origins (Eski Kökler) yazarı Kerry Sullivan antik astronot teorisinin destekçisi olmasa da izah bekleyen bu çizimlere dair  oldukça açık fikirli yani önyargısız ve olabildiğince tarafsız çıkarsamalarda bulunuyor.

Ulusal UFO Raporlama Merkezi’nin takip etmeye başlamasından bu yana 43 yıl içinde, 20. yüzyılın başlarına kadar uzanan tarihi olaylar da dahil olmak üzere 104.947 olay rapor edildi (Monfort, 2017). Kanada, Avustralya ve İskandinav ülkelerinde de önemli sayıda tanımlanamayan uçan cisim görülmesine rağmen, gözlemlerin çoğu Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleşti. Bu olayların çoğu açıklanabilir – uçaklar, uydular, kuyruklu yıldızlar, havai fişekler (ABD’de her yıl 4 Temmuz civarında rapor edilen gözlemlerde bir artış var) – ve birçok insan UFO gözlemcilerini fanatik olarak görüyordu. Ancak Eski Çağ tarihçileri bu konuda bu tür modern ön yargılardan uzak gökyüzünde gördükleri uçan cisimleri oldukça net biçimde tasvir edip kayıtlara geçirdiler.

Eski Mısırda Tulli Papirüsünde Anlatılan ve Uygarlıklar Tarihinde Kaydedilen En Eski Ufo Gözlemi.

Tarihteki İlk UFO gözlemi

Ancak Eski Mısır’da Görülen Tanımlanamayan Uçan Cisimler ,1950’lerin “uçan daire” raporlarından çok daha eski tarihlere kadar uzanıyor. Aslında, tanımlanamayan bir uçan cismin kaydedilen en eski gözlemi MÖ 1440’ta gerçekleşti. Olay, Mısırlı bir Firavun’un kraliyet katibi tarafından belgelendi. Modern çağdan önce, UFO’lar eski Yunanlılar, Romalılar, Hintliler, Çinliler, Japonlar, Meksikalılar ve daha fazlası tarafından da kaydedildi. Bu manzaralar, uçaklar veya havai fişekler kadar kolay açıklanamaz.

22 yılında, kışın 3. ayının, günün altıncı saatinde… Hayat Evi’nin katipleri, gökyüzünden gelen bir ateş çemberi olduğunu gördüler… Başı yoktu, ağzından kötü bir koku geliyordu. Gövdesi bir çubuk( beş metrelik uzunluk.ç.n) ve bir çubuk genişliğindeydi . Sesi yoktu. Onunla bütünleşmişlerdi, sonra karınlarının üstüne yattı… Haber vermek için Firavun’a gittiler. Majesteleri, Hayat Evi’nin papirüs rulolarında yazılı olan her şeyin [incelenmesini] emretti. Majesteleri olanları düşünüyordu. Gökyüzünde güneşin parlaklığından daha çok parladılar ve göklerin dört desteğinin sınırlarına kadar uzandılar… Ateş çemberlerinin konumu güçlüydü. Firavun’un ordusu,onunla birlikte  göğe baktılar. Akşam yemeğinden sonraydı. Bunun üzerine bu ateş halkaları, güneye doğru semada daha yükseğe çıktılar… Firavun, ocakta barış için yakmak üzere buhur getirdi… Hayat.Evindeki bu olayın…sonsuza kadar hatırlanması için.”

Yukarıdaki alıntı, Kahire’de antikaları ararken belgeyi bulan Vatikan Müzesi müdürü Alberto Tulli’den sonra, Tulli Papirüsünden (şimdi kayıp) geliyor. Etrafında büyük bir tartışma var, en azından, geriye kalan tek şey kopyalar, orijinali çağlar boyunca kayboluyor. (Vatikan bu papirüsü hiçbir zaman almadı. Aksine Tulli onu kendi kişisel koleksiyonunda tuttu, bu da torunlarına geçti ve daha sonra kayboldu.) Papirüs, Gregoryen takviminde 1440 yılına denk gelen “22 yılında” ile açılıyor. M.Ö. Bu, bahsi geçen (ama asla isimlendirilmeyen) Firavun’un MÖ 1504’ten 1450’ye kadar hüküm süren Thutmose III olacağı anlamına gelir. Bu kadarı varsayılabilirken, açıklanan ‘ateş çemberlerinin’ tam anlamını belirlemek zordur. Çünkü elimizde sadece orijinalin bir kopyası var. Transkripsiyonda bir hata olup olmadığını bilmenin bir yolu yoktur. Tulli Papirüs’ünün iddiasını destekleyecek başka bir kaynak yoktur, ancak bunun nedeni o döneme ait sınırlı sayıda yazılı eser olabilir.

Romalı Tarihçi Julio Obsequens’in Bir Kitabında Ayrıntılı Olarak Anlatılan Roma’da Görülen Bir UFO’nun Rönesans İllüstrasyonu.

Antik Romalılar Tarafından Tespit Edilen UFO’lar

Mısır hiyerogliflerindeki tanımlanamayan uçan cisimlerin kanıtlarından yapılan her şeye rağmen (bunlar kolayca çürütülür), gerçekten rapor edilen bir dizi gözlemi biriktirenler Romalılardı. Bu gözlemler, Yaşlı Pliny, Livy ve Plutarch gibi saygın tarihçiler tarafından yapılmıştır. Roma makamlarının herhangi bir olay resmi yıllıklara kaydedilmeden önce talep ettikleri titiz prosedürler nedeniyle, bunlar geniş çapta (tanıkların anladığı kadarıyla) doğru kabul ediliyor. Olduğu söyleniyor, olaylar eski gözlere başka bir dünyaya ait görünen göktaşları veya kuyruklu yıldızlardan bahsediyor olabilir. Antik Roma “UFO” manzaralarının bir örneği şunları içerir:

“MÖ 218’de “Gökyüzünde bir gemi ( navium ) manzarası parladı.”

MÖ 217’de “Arpi’de gökyüzünde yuvarlak kalkanlar ( parmas ) görüldü.MÖ 212’de, “Reate’de büyük bir taşın ( saksum ) uçtuğu görüldü”

MÖ 173’te, “Lanuvium’da gökyüzünde büyük bir hava gösterisinin görüldüğü söylendi.”

MÖ 154’te, “Compsa’da silahlar ( arma ) gökyüzünde uçar gibi göründü”

MÖ 104’te, “Ameria ve Tuder halkı, gökyüzünde silahların doğudan ve batıdan birlikte koştuğunu, batıdan gelenlerin bozguna uğradığını gördüler.”

MÖ 100’de, “Muhtemelen Roma’da, “yanan ve kıvılcımlar saçan yuvarlak bir kalkan  ( clipeus ), gün batımında gökyüzünde batıdan doğuya doğru koştu.”

MÖ 43’te Roma’da “savunma ve saldırı silahlarından oluşan bir gösterinin ( armourum telorumque türleri) yerden göğe çatışan bir gürültüyle yükseldiği görüldü.”

Utsuro-Bune (İçi Boş Gemi) Adı Verilen Ve Nagahashi Matajiro Tarafından Çizilen Okyanustan Çıkan Bir UFO’nun Tahta Baskısı.

Bir UFO’ya İlişkin Bilinen İlk Soruşturma

Görünen o ki, antik çağ boyunca UFO benzeri fenomenlerin çoğu kaydedilmiştir. Olası bir uzaylı/zaman yolcusu/UFO varlığına ilişkin bilinen ilk resmi soruşturma, 1235’te Japonya’da gerçekleştirildi.

“Bir gece, General Yoritsume adında yüksek bir subay ve ordusu, gökyüzünde gizemli ışıklar gördüklerinde kamplarına yerleşiyorlardı. General ve askerleri, bu ışıkların sonsuz daire çizip döngüler halinde uçma gibi inanılmaz akrobasi hareketleri gerçekleştirirken şaşkınlıkla izlediler. Garip hava gösterisi karşısında şaşkına dönen General Yoritsume, az önce tanık olduğu şeyin bilimsel bir soruşturmasını emretti… Yoritsume’nin bilim adamlarının yaptığı açıklama, generale rahatlık ve sükunetle geldi. Bilim adamları gizemli ışıklar hakkında Yoritsume’ye “Her şey tamamen doğal” dedi. “Yıldızları sallayan sadece rüzgardır.”

Samuel Coccius, Basel İsviçre 1566 Tarafından Elle Boyanmış Ahşap Baskı. 7 Ağustos’ta Birçok Siyah Küre Güneşin Önünde Büyük Bir Hızla Hareket Ediyor Ve Savaşıyor Gibiydi. Bu Eski Bir UFO Gözlemi miydi Yoksa Göksel Bir Olay mıydı?

Bu Antik Tanımlanamayan Uçan Nesneler Neydi?

Bugün elimizde sadece antik tarihçiler tarafından kaydedilen tasvirler var. Bunlar kuşkusuz insanların tanık oldukları olayların gerçek anlatımlarıdır, ancak tam olarak ne gördükleri hiçbir zaman kesin olarak bilinemeyebilir. Bildirilen olayların doğal mı yoksa doğal olmadığını mı belirlemenin bir yolu yoktur.

NASA bilim adamı Richard Stothers, klasik UFO iddialarıyla ilgili raporunda şu sonuca varıyor:

“Buna göre, daha sonraki gözlemcilerin (çoğunlukla pratik düşünen Romalılar) fenomenleri tam anlamıyla tanımladıkları gibi mi yorumladıklarını, yoksa teorik spekülasyonlara geri dönerken sadece ellerinden gelen en iyi tanımlayıcı dili mi kullandıklarını bilmek imkansızdır. Ancak uygulanabilir herhangi bir teori, burada yüzyıllar boyunca tartışılan fenomenlerin olağanüstü kalıcılığını ve tutarlılığını hesaba katmalıdır. Bunlar kolektif bilinçdışından gelen evrensel olarak tekrarlayan vizyonlar olabilir, sıradan nesnelerin yanlış algılanması, olağandışı atmosferik etkiler olabilir, bilinmeyen fiziksel fenomenler veya dünya dışı ziyaretler açısından düşünmeyi tercih eden kişilerin gözlemi olabiliir. Bugün UFO olarak adlandırdığımız şey de olabilir ve insan bilgisinin artması ile de yorumlanabilir.”

Antik Klasiklerde bu ve buna benzer bir çok fenomene rastlamak mümkün. Kesin olan tek şey, eskiler gökyüzünde o gün için olağandışı olarak tanımlanabilecek bir şeyler gördüler ama bu gördükleri bir ufo’muydu bunu tam olarak bilemeyeceğiz.

Kimilerince Ufo Olarak Yorumlanan, Bilinmeyen Uçan Nesneler Arasında Bir Hava Savaşı Olduğunu Haber Veden Gazete Baskısı. Nürnberg, 14 Nisan 1561.

Zeen is a next generation WordPress theme. It’s powerful, beautifully designed and comes with everything you need to engage your visitors and increase conversions.

Foto Galeri

Daha Fazla İçerik
NASA, ARTEMİS 1’İN FIRLATMA TARİHİNİ DEĞİŞTİRDİ
%d blogcu bunu beğendi: